meşrutiyetten cumhuriyete "aşiret","laiklik" politikaları.M.Bayrak
MEŞRUTİYET'TEN CUMHURİYET'E "AŞİRET" VE "LAİKLİK" POLTİKALARI
Mehmet BAYRAK
İttihad ve Terakki Partisi'nin lideri Talat Paşa, Sadrazam (Başbakan) olduğu ilk günlerde Parti Genel Meclisi 'ni toplayarak; Anadolu ve Mezopotamya' daki ulusal ve inançsal azınlıklar üzerine araştırma raporları hazırlanarak, buna göre politikalar üretilmesi direktifini verir.
Bunun üzerine, İttihad ve Terakki Partisi Genel Merkez Hocası (Danışmanı) Ziya Gökalp, yeni politikalarını şöyle açımlar:
"Biz, siyasi bir inkılap (devrim) yaptık.Yani meşruti bir yönetim oluşturmakla kalıp değiştirdik. Oysa en büyük devrim, toplumsal devrimdir.Sosyal yapımızda, kültür alanında yapabileceğimiz devrimler, en büyüğü ve en verimlisi olacaktır. Bu da, ancak Türk toplumunun morfolojik ve sosyolojik yapısını tanımakla olur. Bunların başında Anadolu'nun çeşitli dinsel inançları, tarikatlar, sekt'ler ve Türkmen aşiretleri gelir. Bu kurumları incelemek üzere bilim gücü tam olan arkadaşları, bu kutuyu açmaları için gönderelim."(1) Bunun üzerine, Parti Genel Merkezi, Kürtler' i incelemek üzere daha çok Habil Adem olarak bilinen Naci İsmail (Pelister)'i, Kızılbaş ve Bektaşiler'i incelemek üzere Baha Said'i, Ahiler'i incelemek üzere Bursalı Mehmet Tahir (Olgun)'ı ve Hasan Fehmi (Turgal)'yi Ermeniler'i incelemek üzere Esat Uras'ı görevlendirir.
Bunlardan, özellikle Habil Adem'in çalışmaları büyük bir gizlilik içinde, daha çok Alman bilim adamlarının adıyla yürütülüyor. Kendisi de 1929 yılında "Doğu Anadolu Şarkı ve Oyunları" adıyla bir kitap yayımlayan Prof. Dr. Mahmut Ragıp Gazimihal'e yaptığı açıklamada ileri sürülen tezlerin ciddiye alınması için böyle bir yolun izlendiğini söyler. Abidin Nesimi gibi kendisini tanıyan zamanın solcu aydınları bile, bu kitapların gerçekte Batı dillerinden çevrildiğini sanmaktadırlar. Sözgelimi şöyle diyor Abidin Nesimi:
"Osmanlı Devleti'nin Emniyet'i, özellikle Türkmen ve Kürt halklarının o dönemdeki durumlarını saptamak üzere Batı' dan, Almanya'dan uzmanlar getirmişti. Ayrıca Habil Adem'e birçok kitapların da Türkçeye çevrilmesini vermişti."(2) Oysa, İttihatçılar'ın bu "Kürt" uzmanı, birçok Batılı takma isim kullanan Arnavut kökenli Naci İsmail (Pelister)' den başkası değildi.
Bu aşamada, Aşair ve Muhacirin Umum Müdürlüğü'nde yani Aşiretler ve Göçmenler Genel Müdürlüğü'nde görev yapanlardan biri de, sonradan sürgün hayatı yaşayacak olan Zekeriya Sertel'dir. Genel Müdür ise sonradan Cumhuriyet döneminde birçok önemli görevler yapan Şükrü Kaya'dır:
"Şükrü Kaya, bana aşiretler hakkında önce bilimsel bir çalışma yapmak gerektiğini söyledi. Memlekette, aşiretlerin sayısı ne idi? Gelenekleri, adetleri nasıldı? Önce, bunları bilmek ve ona göre işe girişmek gerekti. Bu kuruluşta kaldığım iki yıl içerisinde biri aşiretler, biri de tarikatlar konusunda iki etraflı dosya hazırladım. Aşiretlerin çoğu Alevi idi. Bu bakımdan Aleviliği ve tarikatları öğrenmek gerekti. Böylece iki koldan araştırmalar yaptım. "(3) İşte, Ziya Gökalp'ın yönlendirmesi ve İttihat yönetiminin görevlendirilmesiyle harekete geçerek bir "Alevi-Bektaşilik Araştırması" hazırlayan Baha Said; "Milli Mücadele" yıllarında da bizzat Mustafa Kemal tarafından halk desteğini sağlamak üzere İrşad Heyeti'nde görevlendiriliyor; Cumhuriyetin ilanından sonraysa 1925'te Tayyare Müfettişliğine atanıyor. Baha, Said, bu kez de Cumhuriyet yönetimi adına "Anadoluyu karış karış dolaşıyor, Türk kabilelerinin ve özellikle Doğu illerindeki dağlık bölgelerde yaşayan ahali ve aşiretlerin soy, mezhep ve geleneklerini inceleyen" bir çalışma yapıyor.(4)
Öyle görünüyor ki, Ziya Gökalp, ittihatçılar döneminde başlattıkları Aşiretlerin iskanı ve asimilasyonu sürecine Kemalist yönetim döneminde kendisi de bizzat katılarak son görevini yerine getirmek istemiştir. Nitekim damadı Nüzret Göksel, bir yazısında konuyla ilgili şu bilgileri vermektedir.
"Şark vilayetlerindeki aşiretlerin iskan meselesini, Rıza Nur benimsedi. Ve ilmi bir şekilde resmen işe başlamak üzere Ziya Gökalp 'tan bir tetkik eseri istedi. Gökalp da Diyarbakır ve havalisinden başlayarak, aşiretler arasında bulunan ve Türklüklerini muhafaza edenlerle iktisadi sebepler yüzünden Kürtleşen Türkler'in, dillerini, tarihlerini, ırk ve adetlerini göz önüne alarak bunları Türkleştirmek hususunda bazı etnoğrafık tetkiklerle işe başlaması metodlarını yüz sayfalık bir deftere yazıp Rıza Nur'a gönderdi.
Bu tetkik (inceleme), Vekiller Heyetince (Bakanlar Kurulu'nca) çok beğenildi. Atatürk takdir etti. Gökalp'a üçyüz lira gönderdiler ve ayrıca bütün vilayetlerde bir tetkik seyahatına (inceleme gezisine) çıkması için arzularmı sordular. Gökalp, o zaman hastaydı. Elinde çalışacak seçkin gençler yoktu. Bu seyahatı, sulh (barış) zamanına bıraktılar. Gökalp öldü" (5)
Aslında, Ziya Gökalp'ın bu önerisinin yeni bir şey olmadığı, daha İttihad ve Terakki yönetimi döneminde Devlet eliyle bu tür yayınlar yapıldığı bilinmektedir. Nitekim "Kürt Uzmanı" Arnavut kökenli Naci İsmail'e (Pelistler), yabancı bilim adamları adıyla Kürdler (İst.1918) konusunda kitap hazırlatan Türkçü İttihad ve Terakki Yönetimi'nin; Aşiretler konusunda da aynı kişiye raporlar ve kitaplar hazırlattığı biliniyor. Örneğin bu kişi; 1334 / 1918'de "Dr. Frayliç ve Mühendis Ravlig" adlarıyla Türkmen Aşiretleri adlı bir kitap yayımlıyor. Aynı kişinin "Kürd Aşiretlerinin Usul-ü İskanları", "Arab Aşiretlerinin usul-ü İskanları", "İran Türkmenleri" ve "Türkistan Türkleri" konulu, bugün ulaşamadığımız kitapları da yazdığı biliniyor.
Demem o ki, Ziya Gökalp'ın önerdiği bu proje yeni bir proje değil; tersine İttihad ve Terakki Yönetimi'nin başlattığı bir plan. İşin ilginç yanı, bu rapor ve kitapların tamamının, doğrudan Devlet tarafından yayımlanmış olması. "Habil Adem (H.A)" takma adını da kullanan, ancak çalışmalarını başta Almanlar olmak üzere Batılı bilimadamlarının adıyla yayımladığı Naci İsmail (Pelistler), bu kez Ankara Hükümeti'ne yanaşarak 1923'te yayımladığı "Ankara ve Avrupa Siyaseti" adlı kitabında; eski eserlerinin tamamının eski Hükümet hesabına yazıldığını şöyle açıklıyor:
"Bu asarın kaffesi (bu eserin bütünü) Hükümet hesabına yazılmış olup, bir kısmı mülga Emniyet-i Umumiye (şimdi dağıtılmış Emniyet Genel Müdürlüğü), bir kısmı Aşair ve Muhacirin Müdüriyet-i Umumiyesi (Aşiretler ve Göçmenler Genel Müdürlüğü) ve bir kısmı da Nüfus ve idare-i Umur Vilayet Müdüriyetlerimizin (Nüfus ve İl Genel idare Müdürlüklerinin) mühimmelerindendir. (uğraşılarındandır, etkinliklerindendir).(6) İttihatçılar'ın yönetimi ele almalarıyla birlikte Almanya'dan getirilen Naci İsmail (Habil Adem), önce Osmanlı Milli Emniyet Teşkilatı' nda, ardından da 1913 yılında İçişleri Bakanlığı'na bağlı olarak kurulan Aşair ve Muhacirin Müdüriyet-i Umumiyesi'nde yani 'Aşiretler ve Göçmenler Genel Müdürlüğü"nde Uzman olarak görevlendiriliyor. Bu aşamada, yukarda andığımız çalışmalara ek olarak "Beynelmilel Usulü't- Temsil / İskan-ı Muhacirin" (İst. 1918) gibi göçmenlerin yerleştirilmesine ve uluslararası asimilasyon yöntemlerine ilişkin çalışmalar da yapıyor. Aynı kişinin Devlet adına elattığı konulardan biri de Alevilik, Bektaşilik gibi Anadolu' daki ve Mezopatomya'daki öğretiler. Bu konularda da, "Anadolu'da Gayr-i Sünni Cemaatler", "Bektaşi Tarikatı" ve "Anadolu'da Türk Dinleri" türünden çalışmalar yaptığı biliniyor.
Bu nedenle, Ziya Gökalp gibi gayr-i Türk kökenli "Türkçü"ler, bir bakıma Cumhuriyet döneminde, İttihatçılar'ın başlayıp yarım bıraktığı bir planı hayata geçirmeye çalışıyorlar ...
Ziya Gökalp, gönüllü olarak ve de para karşılığı tamamen güdümlü bir çabanın içine girerek, çalışmasını üç ayda tamamlıyor. Tümü 99 sayfa tutan ve iki rapordan' oluşan bu inceleme, toplam dört nüsha olarak hazırlanıyor. (Diyarbekirli Kürt aydınlarından Ahmet Cemil (Asena)'nın da "Aşiretler" adıyla henüz yayımlanmamış 239 sayfalık bir çalışmasının Türk İnkilap Tarihi Enstitüsü'nde bulunduğu biliniyor. Bunun, Ziya Gökalp'ın çalışmasından önce mi, yoksa sonra mı olduğunu bilmiyoruz. (7)
İttihat yönetiminin ve Ziya Gökalp'ın Aşiretlere ilişkin önerisi, daha sonra Umumi Müfettişliklerce de benimsenmiş ve Kürt aşiretlerinin dökümlerinin çıkarılması çalışmaları yürütüle gelmiştir. )
Ziya Gökalp'ın, sadece dört nüsha olarak hazırlanan "Kürt Aşiretleri Hakkında İctimai (Sosyolojik) Tetkikler" çalışmasının dağıtımı da ilginçtir:
- Bir nüsha doğrudan Atatürk'e gönderiliyor. Ve daha sonra Atatürk tarafından, 1925 yılından sonra Şark İlleri Asayiş Müşavirliği 'ne ve Türk Ocakları Genel Koordinatörlüğüne atanan Hasan Reşit Tankut'a, yararlanılması için veriliyor.
- İkinci nüsha, Hükümet adına bu çalışmaya aracılık eden Dr. Rıza Nur'a veriliyor. Bu nüsha, şimdi Sinop'taki Rıza Nur Kütüphanesi'ndedir.
- Üçüncü nüsha, Ziya Gökalp'ın varisleri tarafından Türk Tarih Kurumu'na satılıyor.
- Dördüncü nüshanın verildiği kişi de, ilginç bir kişiliktir. Evet, dördüncü nüsha önce İttihatçılar, sonra Kemalistler adına Baha Said'e veriliyor. Bu nüsha, daha sonra Urfa eski Milletvekillerinden ve Kürt Grameri yazarlarından Kemal Badıllı'ya, ondan da Şevket Beysanoğlu'na geçiyor.
Baha Said'in kimliğine gelince, Baha Said, Dağıstanlı bir Çerkezdir. 1882' de Biga'da doğuyor. Yüzbaşı rütbesinde iken ordudan ayrılarak İttihat ve Terakki Cemiyeti 'nin militan kadrosu içinde yer alıyor. "Karakol Cemiyeti" adlı gizli direniş örgütünün kurucularındandır. 1939 yılında ölen bu eski İttihadçı, Rusça dahil beş dil biliyordu.(8)
Bilindiği gibi, Ziya Gökalp'ın çalışmasının dördüncü nüshasının verildiği Baha Said Bey, İttihatçılar'ın ve Kemalist Cumhuriyetçiler'in Alevi-Bektaşi Politikası'nın temellerini atan İttihatçı ideologlardan biridir. Bu kişi, İttihat-Terakki iktidarı döneminde 1914-1915 yılları arasında devlet adına bir "Alevilik Bektaşilik Araştırması" hazırlıyor. (Bkz. Nejat Birdoğan, age)
Baha Said'in, İttihad ve Terakki Partisi Genel Merkez Hocası (Danışmanı) Ziya Gökalp'ın önerisi üzerine hazırladığı bu rapor, gizli politikalar halinde değerlendirilirken; Cumhuriyet döneminde 1926-27 yıllarında bilince çıkarılarak Türk Yurdu adlı dergide yayımlanıyordu. Bu da, her iki dönemdeki politikaların devamlılığının bir başka göstergesiydi....
DİPNOTLAR
1- Bkz. Enver Behnan Şapolyo: Mezhepler ve Tarikatlar Tarihi'nden aktarılarak,
N. Birdoğan İttihat Terakki'nin Alevilik Bektaşilik Araştırması Baha Said Bey; Berfin Yay.İst. 1994
2- Bkz. A.Nesimi: Yılların İçinden; Gözlem Yay. İst. 1977, s.111)
3- Bkz. Zekeriya Sertel: Hatırladıklarım'dan aktarılarak, N.Birdoğan: age
4- Bkz. İsmail Görkem: Türk Folklor Araştırmaları Tarihinde Milli Eğitim Talim ve Terbiye Cemiyeti ve Baha Said Bey 'in Yeri'nden aktarılarak, age. s.l1
5- Bkz. Doğu dergisi, sayı: 12
6- Bkz. M. Şahin. Y. Akyol "Habil Adem ada Nam-ı Diğer Naci İsmail (pelistler) Hakkında" Toplumsal Tarih dergisi, sayı: 12 / 1994. s.22
7- Bkz. Ş.Beysanoğlu, Diyarbakırlı Fikir ve Sanat Adamları adam aktarılarak, Malmisanji, Kürt